DERS KİTABI CEVAPLARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ!
İLKÖĞRETİMDE UYGULANAN PROJE VE PERFORMANS ÖDEVLERİNE İLİŞKİN
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ
Bu çalışma, proje ve performans ödevleri ile ilgili konularda sınıf öğretmenlerinin düşüncelerini nitel bir
yaklaşımla ortaya koymak için yürütülmüştür. Okullar öğrenme ve öğretme sürecinin temelini oluşturduğuna
göre ödevlerin de okul yaşantısının bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Proje ve performans ödevleri
özellikle ilköğretim okullarında karşımıza daha sık çıkmaktadır. Genelleme kaygısı taşımayan bu çalışmadaki
veriler amaçsal örneklem yöntemiyle seçilen 66 sınıf öğretmeniyle yapılan görüşmelerden elde edilmiştir.
Ayrıca seçilen öğretmenlerin istekli ve görüşlerini paylaşmaya hazırlıklı olması ölçüt olarak belirlenmiştir.
Görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuştur.
Kısacası eğitim, bireyi geliştirdiği gibi ülkenin
bilimsel, ekonomik, sosyal ve kültürel
kalkınmasını da sağlamaktadır (Bowen,
1980). Diğer bir deyişle eğitim, yaşantı ve
değişim ile birlikte bireylerin birçok niteliğe
sahip olmalarına yardımcı olmaktadır. Bu
nitelikler arasında araştırma yapabilme,
sorun çözebilme, yaratıcı düşünme, eleştirel
düşünme gibi çeşitli düşünme yollarını bilme
ve uygulayabilme yer almaktadır. Eğitimin
bu niteliklere sahip bireyleri yetiştirebilmesi
öğrencilerin öğretme-öğrenme sürecinde
daha etkin olmalarıyla olanaklıdır. Bu da
öğretimin farklı öğrenme stiline sahip
öğrencilere uyumunun sağlanmasını
gerektirmektedir. Öğretim stratejilerinden
biri olan ödevler, bilgi ve beceri kazandırma
ve bunların kalıcılığını sağlama yollarının en
etkililerinden biridir.
Yenilenen ilköğretim müfredatı ile öğrenme
alanlarının belirginleştirilerek derslerin
birbiriyle ilişkilendirildiği, yapılandırmacı
yaklaşım ilkelerine uygun olarak hazırlandığı,
öğrenciyi ezberden uzaklaştıran, eğitim
etkinliklerini daha eğlenceli hale getiren
ve öğrencilerin sosyal gelişimlerinin
hızlandırıldığı belirtilmektedir (Yalçın ve
Yalçın, 2011: 97). Ayrıca öğrenme ve öğretme
süreci, yapılandırmacı yaklaşıma göre ele
alınarak bilginin yapılandırılması, uygulanması
ve değerlendirilmesi aşamalarına önem
verildiği ifade edilmektedir (Demirel, 2010:
62).
Bu doğrultuda öğretme ve öğrenme
stratejilerin öğretmen merkezli bir yapıdan
öğrenci merkezli bir yapıya doğru yöneldiği,
değerlendirme ile ilgili anlayışın da bu
değişime uygun biçimde yapılandırıldığı
görülmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı bu doğrultuda proje
ve performans ödevi/görevi uygulamalarına
yer vermektedir. Performans görevleri,
öğrencilerin üst düzey bilişsel becerilerini
ölçmek amacıyla kullanılmakta, öğrencinin
hayatındaki problemleri nasıl çözeceğini ve
problem çözmek için sahip olduğu bilgi ve
becerileri nasıl kullanacağını göstermektedir.
Proje ise, öğrencilerin grup halinde veya
bireysel olarak, istedikleri bir alanda/konuda
inceleme, araştırma ve yorum yapma, görüş
geliştirme, yeni bilgilere ulaşma, özgün
düşünce üretme ve çıkarımlarda bulunma
amacıyla ders öğretmeni rehberliğinde
yapacakları çalışmalardır. Ayrıca performans
görevleri, programda öngörülen eleştirel
düşünme, problem çözme, okuduğunu
anlama, yaratıcılığını kullanma, araştırma
yapma gibi öğrencinin bilişsel, duyuşsal,
psikomotor, alandaki becerilerini kullanmasını,
geliştirmesini ve bir ürün ortaya koymasını
gerektiren çalışmaları kapsayan ve öğretmen
rehberliğinde yaptırılan görevleri de
kapsamaktadır (MEB, 2004; MEB, 2010).
Proje ve performans görevleri, öğrencilerden
derslerde kazandırılması hedeflenen üst düzey
becerilerdeki gelişimlerini günlük yaşamla
ilişkilendirerek göstermeleri beklenmektedir.
Bu görevler öğrencilerin seviyesine uygun ve
öğrenciler tarafından yapılabilecek nitelikte
olmalıdır.
Öğrencilerin düzeyine uygun ve
yerel imkânlara göre yapılabilecek nitelikte
olduğunda öğrencilerin yaratıcılık, araştırma,
iletişim, problem çözme, ilişkilendirme gibi üst
düzey zihinsel becerilerin geliştirilmesine katkı
sağlamaktadır (MEB, 2009).
Proje ve performans ödevleri ile birlikte bu
ödevlerin nasıl değerlendirileceği de gündeme
gelmiştir. Ölçme ve değerlendirme öğrenme-
öğretme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Öğrencilerin başarılarını, gelişim durumlarını
belirlemek, öğretim yöntemlerinin etkinliğini
anlamak için yapılır. Ölçme ve değerlendirme
ile sadece öğrenme ürünü değil, öğrencilerin
öğrenme süreçleri de izlenmektedir (MEB,
2006). Ayrıca öğrencilerin başarısı; sınavlar,
proje ve performanslarını belirlemeye yönelik
çalışmalar ile ders ve etkinliklere katılım ile
performans görevlerinden oluşmaktadır. Bu
sebeple proje ve performans görevlerinin
değerlendirilmesinde uygun ölçme araçlarının
tercih edilmesinin önemli (Çelikkaya vd., 2010:
73) olduğu vurgulanmaktadır.
Bazı araştırmalara göre, proje ve performans
ödevlerinin aileler tarafından yapılması
ödevlerin öğrenci seviyesinin üzerinde
olduğunu göstermektedir. Bu durum
öğrencilerin gerçek ödev performanslarını
ölçmediği gibi ödevlerin gerçek amacına
ulaşmasını da engellemektedir (Şen ve
Taşkın, 2010: 47).
Başka bir çalışmada proje
ve performans ödevlerinin öğrencilerin
düzeyine uygun ve yerel olanaklara göre
yapılabilecek nitelikte hazırlanmasının
gerekliliği vurgulanmaktadır. Buna göre,
öğrencilerin, proje ve performans ödevlerinin
her aşamasında yaptıklarını getirip, neyi
nasıl yaptığını arkadaşları ve öğretmeniyle
paylaşmaları gerekmektedir. Çünkü öğretmen
ödevlerin tamamlanıp tamamlanmadığına
dair öğrenciye geri bildirim vererek gerekli
düzenlemeleri yapmalıdır (Tüysüz vd., 2010:
118). Diğer bazı çalışmalarda ise velilerin
performans görevlerine karşı olumlu bir
tutum içinde oldukları görülmektedir. Veliler
performans görevlerinin, çocuklarının
eğitimleri için gerekli ve önemli olduğunu
belirtmekte, çocuklarının sosyal gelişimlerine
önemli katkılarının olduğunu ve öğrenciler ve
kendileri için yararlı bir uygulama olduğunu
düşünmektedirler (Çiftçi, 2010: 947).
Tartışma ve Sonuç
Bu araştırmada proje ve performans ödevleri
ile ilgili sınıf öğretmenlerinin görüşleri
incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre
ödevlerin algılanma biçimleri ile yönetim
süreci dikkat çeken hususlardır.
Bu çalışmada ödevlerin nasıl verileceği, neye
göre verileceği, nasıl değerlendirileceği ve
nasıl araştırılacağı gibi bazı temel sorunların
olduğu görülmüştür. Yapılan araştırmalarda
velilerin proje çalışmalarının çocukları için
eğitsel değerini anlamadığı ve bu nedenle
de yerine getirilmesi zorunlu bir görev olarak
algıladıkları ifade edilmektedir (Ersoy vd., 2010:
166). Başka bir araştırmada birçok öğretmen,
öğrenci velilerinin eğitim seviyesinin düşük
olduğunu ve buna bağlı olarak çocuklarının
eğitimini yeterince önemsemediklerini
belirtilmiştir (Özgan ve Tekin, 2011: 431).
Sonuç olarak öğrencilerin, ailelerin ve
öğretmenlerin bu tür çalışmaların amacını tam
olarak anlayamadıkları belirtilmektedir. Oysaki
Smith (1980: 175) ailelerin çoğu, çocuklarının
öğrenme etkinliklerinde daha fazla etkili
olmaya gönüllü olduğunu ve onlarla birlikte bu
etkinliklerde daha fazla yer almayı istediklerini
açıklamaktadır. Çünkü okul öncesi dönemde
başlayan çocuk ve anne-baba arasındaki
eğitime yönelik iletişim, ileriye yönelik oldukça
önemli katkılar sunabilmektedir.
Sınıf öğretmenlerinin öncelikle öğrencilerin
seviyesine uygun ödevler vermesi ve
planlamalarını öğrenciye göre yapmaları
gerekmektedir. Çünkü okul başarısı ya da
başarısızlığı çocuğun okula ne ölçüde hazır
olduğu ile ilgilidir (Erkan, 2011: 187). Proje
sürecinin planlanması aşaması neyin ne zaman
yapılacağı, hangi iş için ne kadar süre ayrılacağı
ve projenin ne kadar sürede tamamlanacağı
konularının planlanması aşamasıdır. (Tekerek,
2011: 54). Bu anlamda öğrencilerin hazır
bulunuşluk seviyeleri dikkate alınmalıdır.
Bu durum bilişsel yeterlikler bakımından
hazır olmayan öğrencilerin öğrenirken
zorlanmalarına ve bundan dolayı da ödevleri
karmaşık bulmalarına neden olmaktadır
(Dane vd., 2009: 29). Bu yüzden her öğrenciye
kişisel gereksinimlerini karşılayacak ve kendini
geliştirebilecek ödevler verilmelidir. Ödevler
öğrencilerin beklentilerine uygun olmalı,
öğrenciye kendini geliştirme fırsatı sunmalı
ve ödevlerin eğlenceli olması gerekmektedir
(Arıkan ve Altun, 2007: 376). Sonuç olarak proje
ve performans ödevleri öğrencilerin seviyesine
uygun olarak düzenlendiğinde öğrencilerde
ödeve karşı ilginin arttığı, isteyerek ödev
hazırladıkları ve bu durumda öğrencinin ödevi
sonuca ulaştırabildiği ve sunabildiği öğretmen
görüşlerinden anlaşılmaktadır.
Öğretmenler proje çalışmalarını önemsemekle
birlikte, proje ve performans ödevleri ile ilgili
sınıf öğretmenlerinin eksikliklerinin olduğunu
ve kendilerinin geliştirilmek istediklerini
belirtmektedirler. Bu anlamda MEB ve okul
yönetiminden destek beklemektedirler.
Öğretmenler değerlendirme sırasında farklı
kriterler belirleme, ilgi çekici değerlendirme
teknikleri bulma ve ödevlerin yönergelerini
hazırlama açısından kendilerini geliştirmek
istemektedirler. Bunun yanında öğrenciyi
analiz yapmaya yönelten somut çalışmalar
hazırlamada ve bu çalışmaları teknolojiyi
kullanarak sunan bir öğrenci kitlesi
yetiştirmeyi hedeflemektedirler. Turanlı (2009:
139) yaptığı çalışmada ödevlerin öğretmenler
tarafından takip edilmesinin gerekliliğini
vurgulayarak öğretmenlerin ödevleri nasıl
denetleyeceği ve ne şekilde geri bildirimde
bulunulacağı konusunda ise eksikliklerinin
olduğunu belirtilmektedir. Diğer çalışmalarda
da öğretmenlerin ölçme ve değerlendirme
konusunda yetersiz olduğu ve öğretmenlerin
yeterli bilgi ve beceriye sahip olmadıkları
belirtilmektedir (Çakan, 2004: 108; Sağlam
Arslan vd., 2009).
Proje ödevleri öğrencilerin bilişsel, pisikomotor
ve sosyal becerilerinin gelişimine katkı
sağlamaktadır. Ödevlerin kontrolü öğrenci
öğretmen etkileşimini geliştirmektedir.
Fakat ödev takibinde karşılaşılan en
temel sıkıntı, sınıf içindeki sürecin doğru
yönetilemediğidir. Öğretmenler bunun
sebebinin ise ödevlere ayrılan zamanın yeterli
olmadığını savunmaktadırlar. Öğretmeniyle
sık iletişime giren öğrenci sınıf içi etkinliklere
katılmakta daha istekli olmaktadır. Ayrıca
öğrencilere grup çalışması şeklinde verilen
ödevlerin öğrenilenlerin kalıcılığını arttıracağı
belirtilmektedir (Aladağ ve Doğu, 2009:
22).
Çünkü grup çalışmasında öğrenciler
birbirlerini etkileyerek, eksik kalan kısımları
tamamlamaktadırlar. Başka bir araştırmada
ise ödevlerle ilgili eksiklik ya da yetersizliklerin
önemsenip, sebepleri dikkate alınarak
planlanan eğitim öğretim faaliyetleri yoluyla
giderilebildiği ve başarıya ulaşılabildiği ifade
edilmektedir (Canbulat ve Tuncel, 2012:
53). Fletcher (1997) ise öğrencilerin okul
başarılarının arttırılması ve öğrencilerin daha
etkin hale gelebilmeleri için öğrencilerle
yetişkinlerin birlikte hareket etmesinin;
öğretim, planlama ve okul geliştirme
etkinliklerinde işbirliği yapmasının önemine
değinmektedir.
Sonuç olarak proje ve performans ödevlerinin
öğrencilerin bilişsel, toplumsal ve kişilik
gelişimine katkı sağladığı ve böylelikle
ödevlerin öğrencilerin gelecekte toplum içinde
ve mesleki kariyerlerinde üretken bireyler
olmalarına zemin hazırlayacağı öğretmen
görüşlerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca bu
ödevlerin grup iletişimi bakımından etkin
bireyler yetiştirmede, ayrıcalıklı ve birbiriyle
uyum içersinde olan kişiler yetiştirmeyi
hedeflediği düşünülmektedir. Bunun yanında
ödevleri genellikle ailelerin ve başka meslek
gruplarının hazırladığı, öğrencilerin ödevleri
hazırlarken zorlandığı hatta bazı öğrencilerin
ilgisiz davrandığı görülmektedir. Bu durum
öğrencilerin hazır bulunuşluk seviyelerinin
yeterli düzeyde olmaması ve ailelerin ödevlerin
amacını tam olarak algılayamamasından
kaynaklanmaktadır. Yine sınıf öğretmenleri
arasında ödevlerin nasıl verileceği, neye göre
verileceği ve nasıl değerlendirileceği ile ilgili birlikteliğin olmadığı belirtilmektedir. Ayrıca
ödevlerle ilgili olarak MEB’in de herhangi
bir değerlendirme kriteri bulunmamaktadır.
Başka bir sonuç ise öğrencilerin ödev
hazırlarken hangi kaynağı nasıl kullanacağını
bilmemesidir. Bu gibi sebepler hazırlanan
ödevlerin geçerlik ve güvenirliklerini olumsuz
yönde etkilemektedir.
Öneriler
Araştırma bulgularına dayanılarak aşağıdaki
öneriler geliştirilmiştir.
1. Ödevler ile ilgili veliler bilgilendirilmelidir.
2. Öğretmenler ödevlerin tüm aşamalarında
öğrencilere rehberlik etmelidir.
3. Proje ve performans ödevleri öğrencilerin
becerilerini geliştiren ve öğrendiklerini
yaşama taşıyabilecekleri temalardan
oluşturulmalıdır.
4. Ödevler temelde öğrencileri araştırmaya
yöneltmelidir.
5. Ödevler sonunda öğrencilerin
kendilerini ifade edebileceği ortamlar
oluşturulmalıdır.
6. Ödevlerin objektif değerlendirilmesi için
öğrencilerin bireysel farklılıkları dikkate
alınarak kriterler belirlenmelidir.
7. Ödevler öğrencilerde öğrenme alanı
olarak uygulama düzeyinde yeni öğretiler
oluşturmalıdır.
8. Ödevler güncel konularla ilişkili olmalıdır.
9. Verilen ödevler öğrencide merak
uyandırmalıdır.
10. Ödevler öğrencilerin akademik başarılarına
katkı sağlamalıdır.